-
1 bulaşık suyu
Spülwasser nt, Aufwaschwasser nt -
2 bulaşık
bulaşık <- ğı> beschmiert; beschmutzt; Abwasch m, schmutzige(s) Geschirr; gewälzt (z.B. in Mehl); unrein; infiziert (-le mit); Person fam zudringlich; Sache unpassend; Schiff mit infizierten Kranken an Bord;bulaşık deterjanı Spülmittel n;bulaşık iş dunkle Angelegenheit;bulaşık makinası Geschirrspülmaschine f;bulaşık suyu Aufwaschwasser n;bulaşık yıkamak aufwaschen
См. также в других словарях:
bulaşık suyu — is. 1) Bulaşıkları yıkamak için kullanılan su 2) Bulaşığın yıkanmasıyla ortaya çıkan su Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller bulaşık suyu gibi … Çağatay Osmanlı Sözlük
bulaşık suyu gibi — kötü hazırlanmış, tadı tuzu olmayan (sulu yiyecek ve içecek) … Çağatay Osmanlı Sözlük
bulaşık — is., ğı 1) Yiyecek veya içecekle kirletilmiş mutfak eşyası veya kap kacak Tava indirilir, tepsilere dökülür, tepsiler güneşe konur, yıkanacak bulaşıklar kuyu başına götürülür. M. Ş. Esendal 2) mec. İz, etki, kalıntı Daha balayının bulaşığı… … Çağatay Osmanlı Sözlük
su — 1. is., yu Sutaşı 2. is., yu 1) Hidrojenle oksijenden oluşan, sıvı durumunda bulunan, renksiz, kokusuz, tatsız madde, ab Dere suyu tekmil çamur. Halk kuyu suyu içmek mecburiyetinde... R. N. Güntekin 2) Bu sıvıdan oluşan kitle, deniz, akarsu… … Çağatay Osmanlı Sözlük
deniz — is. 1) Yer kabuğunun çukur bölümlerini kaplayan, birbiriyle bağlantılı, tuzlu su kütlesi 2) Bu su kütlesinin belirli bir parçası Marmara Denizi. Karadeniz. 3) Aydaki düzlükler 4) mec. Geniş alan 5) mec. Çokluk, yoğunluk Birleşik Sözler deniz… … Çağatay Osmanlı Sözlük